Coşkun Göğen: Eşimi toprağa verdim, 14 kilo kaybettim ama pes etmedim

Yeşilçam’ın hafızalara kazınan kötü karakterlerinden Coşkun Göğen, yaşadığı acıları ve hayat mücadelesini anlattı. “Evladımı toprağa verdim, yedi ay önce eşimi kanserden kaybettim. Üç ayda dört yakın arkadaşım aramızdan ayrıldı. Bir yılda 14 kilo verdim ama hâlâ ayaktayım” diyen 80 yaşındaki sanatçı, hem kayıplarını hem de sinemaya ve hayata tutunma gücünü samimi sözlerle paylaştı.

Türk sinemasında 500’ü aşkın filmde rol alan 80 yaşındaki usta oyuncu Coşkun Göğen, Yeşilçam’la değişen hayatını ve yaşadığı acı dolu süreci samimi ifadelerle anlattı. Berber çıraklığından beyaz perdeye uzanan yaşam öyküsüyle dikkat çeken Göğen, canlandırdığı kötü karakterlerle hafızalara kazındı. Son 36 yıldır Antalya’da yaşayan sanatçı, ileri yaşına rağmen çalışma hayatını sürdürüyor.

EŞİMİ VE YAKIN DOSTLARIIM KAYBETTİM

Antalya’da bir eğlence merkezinde halkla ilişkiler koordinatörü olarak görev yapan Göğen, sinemaya olan sevgisinden hiç vazgeçmediğini söyledi. 2018’de kızı Dünya’yı, yedi ay önce ise eşi Anjelika’yı kanserden kaybeden sanatçı, eşinden yadigar kalan “Ravda” adlı köpeğiyle avunuyor. Zor bir süreçten geçtiğini belirten Göğen, “Bir yılda 14 kilo verdim. Üç ayda dört yakın arkadaşımı kaybettim” diyerek yaşadığı kayıpları ve acıları ilk kez dile getirdi.

Göğen, zaman zaman medyada sağlığıyla ilgili çıkan asılsız haberlere de tepki gösterdi. Yedi yıl önce geçirdiği aort ameliyatına ait bir fotoğrafın güncelmiş gibi servis edilerek “hastaneye kaldırıldı” şeklinde haber yapılmasına sitem eden usta oyuncu, “İki gündür herkes beni arıyor. Ne amaçla yapılıyor bilmiyorum ama benimle oynamasınlar. 80 yaşındayım, artık reklama da ihtiyacım yok” dedi.

‘ZATÜRREYE YAKALANDIM”

Göğen, en son “Mitoloji Mafyası” komedi filminde oynadığına değinerek, çekimlerin Çanakkale’nin Geyikli beldesinde çekildiğini anlattı. Filmin çok güzel olduğunu kaydeden Göğen, “Dağlarda, tepelerde antik yerlerde çalıştığımız için orada sıcaklık sıfırın altında 15 dereceye kadar düşüyordu. Bereket tanrısı, Alaaddin’in lambasından çıkan cini oynuyorum. Çekimlerden sonra zatürre oldum. O film sezona hazırlanıyor. Muhteşem oyuncular var. Adamım Nuri Alço da var.” ifadelerini kullandı.

İMKANSIZLIKLAR İÇİNDE ÇALIŞTIK

Geçmişte, zor şartlarda imkansızlıklar içinde iyi filmler çektiklerini ifade eden Göğen, “Yeşilçamlı olmaktan gurur duyuyorum. Öyle büyük harika insanlarla çalıştım. Kadın erkek cinsiyet yoktu orada, hep arkadaşlıklar dostluklar vardı. Beraber yemek yiyorsunuz, aç olana ikram ediliyor, evden bir şeyler götürüyorsun. Biz halen yaşıyoruz, toplum bizi seviyor” dedi. Ünlü sanatçı, “Yeşilçam sokağında büyüdüm. Çalıştığım berber dükkanının önünden Yeşilçam’a figüran taşıyan minibüsler kalkardı. Bir gün minibüse atladım ve bir daha dönmedim.” diyerek sözlerini tamamladı.

“AMİGOLUK DA YAPTIM, PROFESYONEL DANSÇIYDIM”

Sporun hayatında her zaman önemli bir yeri olduğunu vurgulayan Göğen, 30 yıl Galatasaray’da, 22 yıl da Antalyaspor’da amigoluk yaptığını hatırlatarak, “Amigoluk çok zordur. Belgrad Ormanı’nda yıllarca koştum, özel spor yaptım, profesyonel dansçılık da yaptım” ifadelerini kullandı. İlkokul mezunu olmasına rağmen üç dil bildiğini söyleyen Göğen, “9 yaşımdan beri çalışıyorum. Neyi görmedim ki…” diyerek yaşam tecrübesini özetledi.

“FERDİ TAYFUR SİNEMANIN EN İYİSİYDİ”

Göğen, sanatçı Ferdi Tayfur’un hem şarkıcılıkta hem sinemada çok başarılı olduğunu dile getirerek, “Çok sanatçıyla çalıştım ama sinema tipi ve çalışkanlığıyla en iyisi Ferdi Tayfur’du. Kadın oyunculardan ise Necla Nazır bir klasikti. Harika bir insandır” diyerek ikisine de selam gönderdi.

Yeni kuşak oyunculara da seslenen Göğen, “Biz karavan görmedik, dublörle çalışmadık. Dayak da laf da bize düşerdi. Yeni oyuncular şimdinin kıymetini bilsin. Renkli fotoğrafları onlar gördü ama zamanla hepsi siyah beyaz oluyor” diyerek anlamlı bir mesaj verdi.

Galatasaray’a olan sevgisini de dile getiren Göğen, “Hoş geldin Osimhen, seni çok seviyoruz” ifadelerini kullandı. Sanat hayatının başlangıcına da değinen Göğen, “Yeşilçam Sokağı’nda büyüdüm. Çalıştığım berber dükkânının önünden Yeşilçam’a figüran taşıyan minibüsler kalkardı. Bir gün bindim, bir daha da dönmedim” sözleriyle hikâyesini noktaladı.

Kaynak: AA