Kategoriler: Manşet Politika

HÜDA PAR’dan anayasa çalıştayı! Eski TBMM Başkanı’ndan dikkat çeken sözler

HÜDA PAR’ın düzenlediği anayasa çalıştayında konuşan Eski TBMM Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop, yeni anayasanın kuşatıcı olması gerektiğine vurgu yaptı. Şentop, “Türkiye’de yaşayan herkes anayasada kendisini bulmalı” ifadelerini kullandı.

Eski TBMM Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop, HÜDA PAR’ın düzenlediği anayasa çalıştayında yeni anayasanın kuşatıcı olması gerektiğine vurgu yaptı. Şentop, “Türkiye’de yaşayan herkes anayasada kendisini bulmalı” ifadelerini kullandı.

HÜDA PAR İnsan Hakları ve Hukuk İşleri Başkanlığı tarafından İstanbul’da “Toplumsal Mutabakat Arayışı ve Yeni Anayasa” çalıştayı düzenlendi.

“HERKES ANAYASADA KENDİSİNİ BULMALI”

Çalıştayda konuşan Eski TBMM Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop, “Yeni anayasa tartışmasının kıymetli olduğu kanaatindeyim.Anayasada kuşatıcılık önemlidir. Türkiye’de yaşayan herkesin anayasada kendisini bulması, anayasanın kendine hitap ettiğini düşünüp buna gönülden inanabilmesi lazımdır.” dedi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi 29. Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop, “Neden Yeni Bir Anayasa? Türkiye’nin Anayasa Serüveni” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Konuşmasının başında çalıştayı düzenleyen HÜDA PAR’a teşekkür eden Şentop, anayasayı konu alan bu tür programların çok kıymetli olduğunu söyledi.

“ANAYASA TARTIŞMALARI TÜRKİYE’Yİ HER ZAMAN İYİ BİR YERE TAŞIDI”

Anayasa tartışmalarının kendisinin bizatihi kıymetli ve faydalı olduğunu söyleyen Şentop, “Anayasa tartışmalarının Türkiye’yi hukukun üstünlüğü konusunda, özgürlükler konusunda her zaman iyi bir yere taşıdığı kanaatindeyim. Bazı sebep ve dinamikleri var. Yaklaşık 40 seneye varan bir zamandır bu konular üzerine kendi çapında konuşan, düşünen birisiyim. Allah nasip etti bazı önemli çalışmaların da içerisinde bulundum. Özellikle 2011-2013 yılları arasında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kurulan Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda bulundum. O komisyon Türkiye’de ilk defa grubu bulunan siyasi partiler tam bir anayasa teklifini Meclis’e sundular.

“O SÜREÇ BAŞARILI OLMADI”

Ondan önceki tarihlerde kısım kısım, anayasanın bazı bölgeleri veya maddeleri ile ilgili herkesin teklifleri olmuştu ama bir bütün olarak ilk defa birkomisyon olarak tecrübesini gördük. Türkiye Büyük Millet Meclisi sayfasında bu metinler var. Tabii o süreç başarılı olamadı. Yaklaşık 65 madde üzerinde tam mutabakat sağlanmıştı. Kilitlendiği nokta hükümet sistemi tartışması olmuştu. Biz o zaman 2012 yılında AK Parti olarak başkanlık sistemini esas alan bir hükümet sistemi teklifi yapmıştık komisyona. Komisyondaki diğer siyasi partilerin hepsi kategorik olarak bunu tartışmayacaklarını ifade ettiler. Yani her partinin teklifi ortaya konuluyordu, müzekkere ediliyor, tartışılıyordu. Fakat başkanlık sistemini kategorik olarak hiç tartışmayacaklarını söylediler.” dedi.

“TÜRKİYE’DE DE FRANSA’YA BENZER BİR ANAYASA TARTIŞMASI VARDIR”

Şentop, ardından yapılan çok az revizelerle hükümet sistemi değişikliğinin gerçekleştiğini anlattı. Türkiye’yi anayasa tartışması içerisinde tutmanın çok önemli olduğuna işaret eden Şentop, bu durumun her zaman Türkiye’yi ileriye taşıdığını söyledi.

Şentop, “İfade etmek istediğim ilk başlık anayasanın Türkiye’de neden tartışıldığıdır. Kabataslak baktığımızda anayasa tartışması yaşayan bazı ülkeler var ama birçok ülkede anayasa tartışılmaz. Amerika’da ya da İngiltere’de anayasa tartışması yoktur. Ama Fransa’da bir anayasa tartışması vardır. Türkiye’de de Fransa’ya benzer bir anayasa tartışması vardır. Geçtiğimiz 150 yıl içerisinde anayasa sürekli gündemde, tabiri caizse buna bir anayasa romantizmi diyebiliriz. İngiltere, Fransa ve Türkiye örnekleri üzerinde bunu biraz araştırdığımızda, tarihsel olarak baktığımızda ben temel meselenin siyasetin ve kamu hukukunun teamülleri, gelenekleri noktasında düğümlendiğini düşünüyorum.”

TARİHİ ÖRNEKLERLE ANLATTI

Konuşmasının devamında İngiltere ve Fransa örneği üzerinden anayasa tartışmalarını aktaran Şentop, Türkiye’deki tarihi uygulamalar hakkında şöyle konuştu:

“Bizdeki anayasaların tarih boyunca da hazırlanma sebepleri dünyada ki diğer anayasal geleneklerden farklıdır. 1876 Kanun-ı Esasi hazırlanırken daha çok uluslararası kaygılar vardı. Tanzimattan sonra devlet içerisinde padişahın dışında bir bürokrasi gelişiyor. Tabii bu bürokrasinin dayanacağı bir hukuki çerçeve yok. 1921 Anayasası aslında tam bir anayasa değil. Malumunuz Kanun-ı Esasi var. Bu Kanun-ı Esasi İstanbul’da ki Meclisi Mebusan’a göre hazırlanmış. Ama Ankara’da 1921’de bir meclis teşekkül etmiş yani aslında İstanbul’daki meclis Ankara’ya taşınmış diyebiliriz. Ankara’daki meclisin faaliyetlerinin dayanağı olacağı anayasal metin yok. Teşkilat-ı Esasiye kanunu Ankara’daki bu yapının çalışması ve anayasal bir temel olmak üzere düşünülmüş, tasarlanmış bir metin. Cumhuriyetin ilanından sonra da 1924 Anayasası yapılıyor. Bu anayasa da yeni bir hükümetin kurulduğu, devletin şeklini kapsayan, anayasal zemin oluşturan bir metin.

1945 sonrası dünyada savaşın galipleri yeni dünyada yeni bir siyasi ortam oluşturuyorlar. Demokrasi, çok partili hayat gibi… Türkiye de bu sebeple mecburen 1945 yılında çok partili hayata geçiyor. 1945 sonrası serbest seçim olsun, partili hayat olsun deniyor ama ‘bizim çocuklar’ yönetsin isteniyordu. Fakat bunun serbest seçim yöntemi ile olması mümkün değildi. Bu yüzden ‘serbest seçimi olsun, kim kazanırsa kazansın ama ‘bizim çocuklar gibi yönetsin’ formülü geliştiriliyor. Bu daanayasa ile oluyor. Yani anayasaya siyasi bir anlam yükleniyor. Aslında siyasetin alanı olan birçok husus ve yine ekonomik, kültürel, sosyal birçok konu anayasalarda düzenlenmeye başlanıyor.Aslında bunlar normalde hükümetlerin karar vermesi konular ama bunlar anayasalarda çerçeveleniyor. Yani ‘Hükümete kim gelirse gelsin belli bir sınırın dışına çıkmasın’ diye bunu yapmaya başlıyorlar.

“GÖRÜNEN O Kİ CHP’NİN SEÇİMLE BİR DAHA İKTİDARA GELMEYE İMKANI YOK”

Benzer bir şey Türkiye’de de oluyor. 1950 ile 1960 yılları arası serbest bir dönem. Türkiye’yi uzun yıllar seçimli ama seçeneksiz bir demokrasi ile yöneten, artık siyasetçi ve bürokratik elitlerin bir araya geldiği bir yapı halinde olan Cumhuriyet Halk Partisi seçimi kaybediyor 1950’de. Demokrat Parti kazanıyor. 1954’te ve 1957’de Cumhuriyet Halk Partisi bir daha kaybediyor. Görünen o ki Cumhuriyet Halk Partisi’nin seçimle bir daha iktidara gelmeye imkanı yok. Bu yüzden darbe ile iktidara geliyorlar fakat kalıcı olarak darbe ile iktidarda bulunmanız mümkün değildir. Çünkü bir süre sonra seçim yapılmak zorundadır. O yüzden seçimle iktidara gelemeyen bir anlayışı seçimi kazanmasa dahi iktidara getirecek bir formül lazım. İşte o formül anayasa… Anayasada bir çerçeve kuruluyor. Tabiri caizse Türkiye’de ikili bir iktidar alanı oluşturuluyor. Bir seçilmiş iktidar var görüntüde, bir de seçime ihtiyacı olmayan; yargı, silahlı kuvvetler, sivil bürokrasi gibi bir iktidar alanı var. Temel kararları seçime ihtiyacı olmayan iktidar veriyor.

“GÜCÜ YETMİYORSA SESİNİ ÇIKARTMAYACAK”

Ben bunu şöyle bir örnekle ifade edeyim; sürücü eğitimi verilen araçlar var. Dışarıdan baktığınızda bir otomobil, diğer otomobillerden bir farkı yok. Ama içeriden bir farkı var o da şudur ki sağ tarafta sürüş eğitimini veren eğitmen oturuyor. Bu eğitmenin önünde de aracı kumanda edecek mekanizmalar var. Hani olur ya acemi şoför bir yanlış yaparsa eğitmen önündeki mekanizmalarda müdahale edebilsin. İşte sistem aynı böyle kurulmuş 61’den itibaren. Başbakan seçimi kazanıyor, elinde anahtarı alıyor, arabaya oturuyor, çalıştırıyor basıyor gaza. Bir süre gidiyor, sonra bir bakıyor gaza basmasına rağmen araç ilerlemiyor. Tam aksine yavaşlamaya başlıyor. Bir süre sonra anlıyor ki yan tarafta birisi var o da aracına müdahale ediyor. Ne yapacak? Ya onu indirecek, gücü yetiyorsa kavga edecek. Gücü yetmiyorsa sesini çıkartmayacak. Türkiye’de seçilmiş siyasetçiler bunu benimsemişler. “

“ESAS SORUNUMUZ ANAYASADA DEĞİL”

Şentop, “Yeni hükümet sistemi ile mekanizmanın söküldüğü kanaatindeyim. Artık sağ tarafta kim oturursa otursun arkada oturanlardan bir farkı yok.” ifadesine dikkat çekti.

Hukukun, insanların dünya görüşü içerisinde bütünleşmiş halde olduğu takdirde etkili bir sonuç üretebileceğini vurgulayan Şentop, “Onun için ben Türkiye’de anayasa tartışmalarını önemsiyorum. Faydası olduğu kanaatindeyim. Türkiye’de halen anayasanın tartışılıyor olmasının bazı temel sebepleri vardır. Siyasi ve kamu gelenekleri çok önemlidir. Bunları yok ettiğinizde yeni bir şey kurmanız çok zordur. Ama esas sorunumuz anayasada değil; onun ötesinde bizim hukukla ilgili hukukun üstünlüğü ile ilgili hukuk kültürü ile ilgili çok daha temel bir sorunumuz var. Bunun için kuralları değiştirmek, yeni kanunlar-anayasalar yapmak tam manada bizim sorunlarımızı çözmeyecektir. Şüphesiz ki bir adım olarak yeni anayasa tartışmasının kıymetli olduğu kanaatindeyim.Anayasada kuşatıcılık önemlidir. Türkiye’de yaşayan herkesin anayasada kendisini bulması, anayasanın kendine hitap ettiğini düşünüp buna gönülden inanabilmesi lazımdır. Buda bir süreçtir. Anayasa tartışmalar bizi oraya götürecektir diye düşünüyorum.” şeklinde konuştu.

Kaynak: Haberler.com

Paylaş

Son Haberler

  • Manşet
  • Güncel

Ebubekir Şahin’den Merdan Yanardağ’ın sözlerine tepki: Gereğini ivedilikle yapacağız

RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, Tele1'deki programda Gazeteci Merdan Yanardağ'ın "Alevilerin haini çoktur" ifadesini nefret söylemi…

1 saat önce
  • Manşet
  • Diğerleri

İş makinesi iki çocuğa çarptı! 2 yaşındaki Hatice hayatını kaybetti

Kahramanmaraş'ta yolun karşısına geçmeye çalışan 2 ve 8 yaşındaki kardeşlere iş makinesinin çarpması sonucu 2…

2 saat önce
  • Manşet
  • Güncel

Paris’te ücretsiz kızarmış tavuk izdihamı: Binlerce insan birbirine girdi

Fransa'nın Paris kentinde bir influencer tarafından düzenlenen ücretsiz yemek dağıtımı etkinliğinde izdiham yaşandı ve etkinlik…

3 saat önce
  • Manşet
  • Güncel

Sivas’ta zincirleme kaza! 1’i ağır 10 yaralı

Sivas'ın Suşehri ilçesinde meydana gelen kazada, otomobil ile traktör çarpıştı. Başka bir araç ise kaza…

3 saat önce
  • Manşet
  • Güncel

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kudüs Rum Patriği Giannopoulos’u kabul etti

Kudüs Rum Ortadoks Patriği Theofilos Giannopoulos ve beraberindeki heyeti kabul eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,…

3 saat önce
  • Manşet
  • Spor

Türk yıldızlarımız Avrupa’yı fethetti

Türk yıldızlarımız Arda Güler, Hakan Çalhanoğlu ve Kenan Yıldız, bugün oynanan karşılaşmalarda takımları adına yıldızlaşarak…

3 saat önce

This website uses cookies.