İsrail’in Gazze’deki soykırımına BM kürsüsünden yaptığı tarihi açıklamayla tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı konuşmasının ardından MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli telefonla aradı. Bahçeli görüşmede Erdoğan’ı tebrik etti.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı telefonla arayarak Birleşmiş Milletler (BM) 80. Genel Kurulu’ndaki konuşmasından dolayı tebrik etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurul Salonu’nda BM’nin 80. Genel Kurulu görüşmelerinde katılımcılara hitap etti. Erdoğan tarihi konuşmasında, Gazze’de soykırıma devam eden İsrail’e sert tepki gösterdi. Gazze’deki vahşetin bir an önce durdurulması için dünyaya birlikte harekete geçme çağrısında bulunan Erdoğan ayakta alkışlandı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı BM 80. Genel Kurulu’ndaki konuşmasının ardından telefonla aradı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı konuşmasından dolayı tebrik eden Bahçeli, ayrıca İsrail’in Gazze’de uyguladığı soykırıma karşı dünya liderlerine Filistinli mazlumların yanında durma çağrısı yapmasının önemli olduğunu belirtti.
“Konuşmamın hemen başında Filistin’in giderek artan sayıda ülke tarafından tanındığı bir dönemde, Filistin Devlet Başkanı Sayın Mahmut Abbas’ın bugün bizzat aramızda olamayışından duyduğum üzüntüyü ifade etmek istiyorum. Biz bugün bu kürsüde, kendi vatandaşlarımızla birlikte sesi kısılmak istenen Filistin halkına da tercüman olmak için bulunuyoruz. Filistin devletini tanıyacağını açıklayan tüm ülkelere teşekkür ediyor, henüz bu kararı almayan devletleri ise bir an önce harekete geçmeye çağırıyorum.
Birleşmiş Milletler Şartı, bundan 80 yıl önce San Francisco’da imzalandı ve 24 Ekim 1945’te yürürlüğe girdi. Birleşmiş Milletler kuruluş şartının ilk maddesinin ilk kelimelerini burada tekrar hatırlatmak isterim: “Birleşmiş Milletler’in amacı, uluslararası barış ve güvenliği korumaktır.” Evet, bizler bu salonda Birleşmiş Milletler’in 80. yaşını kutlarken, dünyanın birçok bölgesinde kuruluş şartının ilk maddesinin ilk kelimelerine gölge düşürecek vahim hadiseler yaşanıyor.
Bizler bu salonda BM’nin 80’inci yaşını kutlarken dünyanın birçok bölgesinde kuruluş şartının ilk maddesinin ilk kelimelerine gölge düşürecek vahim hadiseler yaşanıyor. Özellikle Gazze’de gözlerimizin önünde 700 günü aşkın bir süredir soykırım devam ediyor. Biz toplantı halindeyken dahi Gazze’de şu anda siviller katlediliyor. Gazze’de ölen sivillerin sayısı 65 bini geçti. Enkaz altında kaç cenazenin olduğu henüz bilinmiyor. Ölenlerin 20 binden fazlası çocuk. İsrail tarafından Gazze’de son 23 aydır her saat, evet her saat bir çocuk acımasızca hayattan kopartılıyor. Bunlar sayı değil dostlar; hepsi birer can, birer masum insan. Şu anda sadece silahlarla değil, açlık silahıyla da insanlar öldürülüyor. 21. yüzyılda medeni dünyanın bakışları altında 146’sı çocuk 428 kişi açlıktan hayatını kaybetti ve sayı her geçen gün artıyor.
Buna hangi vicdan dayanır? Hangi vicdan buna sessiz kalabilir? Çocukların açlıktan, ilaçsızlıktan öldüğü bir dünyada huzur olur mu? Hepimiz anne babayız. Üzerine titrediğimiz evlatlarımız, torunlarımız var. Burada, Amerika’da, Avrupa’da, dünyanın her yerinde bir çocuğun eline küçük bir diken batsa anne babaların yüreği yanıyor ama Gazze’de çocukların elleri, kolları, bacakları anestezi yapılmadan ampüte ediliyor. Kimse kusura bakmasın ama bu, insanlığın dip noktasıdır.
İnsanlık tarihi son bir asırda böyle bir vahşet görmemiştir. Her şey gözümüzün önünde cereyan ediyor. Gazze’deki soykırım, medya ve sosyal medya aracılığıyla her an canlı olarak yayınlanıyor. İsrail, şu ana kadar Gazze’de ulusal ve uluslararası basında çalışan 250 gazeteciyi kasıtlı olarak öldürdü. Gazze’ye tüm girişleri yasakladı ama yine de soykırımı gizleyemedi. Filistin topraklarında devam eden soykırıma her fırsatta dikkatleri çeken Genel Sekreter Sayın Guterres’i gönülden destekliyorum ve cesareti için kendisini bir kez daha tebrik ediyorum. Ancak Birleşmiş Milletler, Gazze’de kendi çalışanlarını dahi maalesef koruyamamıştır. Gazze’de insanlara yardım için koşturan 500 kişi öldürülmüştür ve bunların 326’sı Birleşmiş Milletler personelidir.
Bakınız, soykırım, tıpkı Holokost gibi insanların toplu halde imhası için kullanılan, utanç verici, insanlık dışı, barbarca bir kavramdır. Oysa bugün Gazze’de sadece insanlar öldürülmüyor. Gazze’de hayvanlar hedef alınarak öldürülüyor. Gazze’de tarım alanları, bahçeler, ağaçlar, otlar, Gazze’de asırlık zeytin ağaçları yok ediliyor. Gazze’de sular yok ediliyor, kirletiliyor. Gazze’de binalar, evler, kütüphaneler, hastaneler, okullar, camiler, kiliseler, tarihi yapılar bilinçli bir şekilde yıkılıyor. Gazze’nin toprağı, insan için de hayvan için de bitki için de artık işe yaramaz hale getiriliyor.
İşte sizlere bir başka fotoğraf daha. Şimdi size soruyorum: Elimdeki şu fotoğrafın güvenlik arayışıyla ne ilgisi var? Bunun adı canlıya düşmanlık, hayata düşmanlık değil midir? Bu kürsüden açık açık ifade ediyorum: Gazze’de bir savaş yoktur. Gazze’de iki taraftan söz edilemez. Gazze’de bir yanda elinde en modern, en öldürücü silahlar olan düzenli ordu, diğer tarafta ise masum siviller, masum çocuklar vardır. Bu, terörle mücadele değildir. Bu, 7 Ekim olayı öne sürülerek yürütülen bir işgal, tehcir, sürgün, soykırım, daha doğrusu bir toplu kıyım politikasıdır. Bugün Gazze, Hamas bahanesiyle yok edilirken, eş zamanlı olarak Hamas’ın yönetimde olmadığı Batı Şeria da adım adım işgal edilmekte, infazlarla masum siviller katledilmektedir.
Üstelik İsrail, Gazze ve Batı Şeria ile sınırlı kalmıyor; Suriye’ye, İran’a, Yemen’e, Lübnan’a saldırılar düzenleyerek bölge barışını da tehdit ediyor. En son, arabulucu Katar’da ateşkes müzakereleri için toplantı yapan heyete İsrail saldırısı gerçekleşmiştir. Katar’a yönelik saldırı göstermiştir ki İsrail yönetimi tamamen kontrolü kaybetmiştir. Netanyahu’nun barış yapmaya da, rehineleri kurtarmaya da niyetinin olmadığı bir kez daha anlaşılmıştır. Sadece komşuları değil, Ortadoğu’daki tüm ülkeler İsrail hükümetinin pervasız tehditlerine muhatap oluyor.
Şunun da farkına varalım: İsrail’in artan saldırganlığı sebebiyle Avrupa başta olmak üzere, Batı’da İkinci Dünya Savaşı sonrası ortaya çıkan değerler de çok ağır yara almıştır. En temel insan hakları; ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü, gösteri ve protesto özgürlüğü, kadın hakları, çocuk hakları, demokrasi, eşitlik, adalet gibi kavramlar rafa kaldırılmıştır. Gelinen noktada hepimiz şu gerçeği görmek zorundayız. Değerli dostlar, “vadedilmiş topraklar” saplantısıyla hareket eden İsrail yönetimi, yayılmacı bir politikayla bölge barışına ve insanlığın müşterek kazanımlarına kastetmektedir.
Üç semavi dinin kutsal beldesi, insanlığın ortak mirası olan Kudüs-ü Şerif, bu radikalizmin doğrudan hedefidir. Vicdan sahibi Musevileri de rahatsız eden, onların da tasvip etmediği, dahası tüm dünyada antisemitizmi körükleyen bu cinnet hali artık daha fazla devam edemez. Gazze’de ateşkes bir an önce sağlanmalı, saldırılar durmalı, insani yardımların engelsiz girişine mutlaka izin verilmelidir. Soykırım kadrosunun uluslararası hukuka hesap vermesi temin edilmelidir. İnşallah bu mutlaka gerçekleşecektir. Gazze’de yaşanan barbarlığa karşı sesini yükseltmeyen, tavır almayan herkes, bu vahşetin sorumluluğuna ortaktır.
Buradan bütün devlet ve hükümet başkanlarına samimiyetle sesleniyorum: Gün bugündür. Gün, insanlık adına Filistinli mazlumların yanında dimdik durma günüdür. Halklarınız Gazze’deki barbarlığa tepki gösterirken, gelin sizler de adım adım cesaretinizi gösterin. Çocukların, çocukları büyüttüğü Gazze’ye karşı insanlık görevinizi yerine getirin. Bu vesileyle, dünyanın farklı ülkelerinde Gazzeli mazlumlara sahip çıkmak için meydanları dolduran, Gazzeli masumlara destek olmak için denizlere yelken açan; akademisyeniyle, sanatçısıyla, siyasetçisiyle, aktivistiyle, öğrencisiyle tüm Filistin savunucularına en kalbi selamlarımı yolluyorum.”
Kaynak: Haberler.com
BM zirvesinde konuşurken prompteri arızalanan ABD Başkanı Donald Trump'ın, genel kurul salonuna giderken eşiyle birlikte…
Elon Musk'ın babası Errol Musk'ın, öz ve üvey çocuklarını istismar ettiği iddiaları üzerine 1993'ten bu…
Birleşmiş Milletler 80. Genel Kurulu kapsamında liderler hitaplarını gerçekleştirirken yüzlerce Filistin yanlısı protestocu, New York…
BM zirvesinde ABD Başkanı Trump, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da aralarında bulunduğu Müslüman ülkelerin liderleriyle toplantıda bir…
Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Hastanesi'nde "bıçak parası" adı altında hastalardan rüşvet aldıkları suçlamasıyla gözaltına alınan…
İstanbul'da temmuz ayında intihar eden Türkiye'nin ilk kadın yarış spikeri Esen Gök'ün Mardin'de çekilen 'Sahra'…
This website uses cookies.