TBMM Başkanı Kurtulmuş, Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu Toplantısı'nda açıklamalarda bulundu. "Komisyon dinleme safhasını tamamladı, rapor dönemine geçiyoruz" diyen Kurtulmuş, sürecin en hassas döneme girdiğini de vurguladı.
Terörsüz Türkiye hedefi doğrultusunda Meclis'te kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, 19. toplantısını gerçekleştirmek üzere toplandı.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş komisyon açılışında sürece ilişkin açıklamalarda bulundu. Komisyon heyetinin İmralı ziyaretine değinen Kurtulmuş, "Komisyonumuzda bulunan partilerden üç siyasi parti temsilci gönderdi ve ziyaret, bildiğiniz gibi, 24 Kasım tarihinde gerçekleştirildi. Bu ziyaretin gerçekleştirilmesiyle birlikte komisyonumuzun dinleme faslı nihayete ermiştir. Böylece komisyon, bu konuyla ilgili farklı toplumsal kesimleri, konunun tarafı olanları ve süreçlerde mağdur olanları da dinlemiş; bu son ziyaretle birlikte dinleme aşaması tamamlanmıştır" dedi.
Kurtulmuş'un konuşmasında şu ifadeler yer aldı:
"Değerli arkadaşlar, hepimizin gördüğü ve izlediği gibi sürecimiz ve terörsüz Türkiye süreci kapsamında komisyonumuzun çalışmaları diyebiliriz ki en hassas, en kritik, en kırılgan dönemine girmiştir. Şimdiye kadar bu çalışmaları hassasiyetle ve fedakârlıkla yürüttük, bu noktaya kadar getirdik. Bundan sonra da artık son düzlükte yapacağımız bir iki temel vazifemizi icra edip oluşturacağımız sonucu Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu'na sunacağız ve ümit ederim ki çalışmalarımız hayırlarla neticelenir.
Hepimizin benimsediği gibi bu komisyon ve bu süreç sadece "terörsüz Türkiye" meselesinden ibaret değildir. Bu meselenin bir kısmı, aynı şekilde bir devlet politikası olarak sürdürülen ve devletin bütün ilgili kurumları vasıtasıyla sahada yürütülen; bir şekilde örgütle yapılan temaslarla bugüne kadar getirilen bir süreçtir.
Bu sürecin bir al-ver süreci olmadığını, bir pazarlık süreci olmadığını ifade etmek isterim. Örgütün kendisini feshetme kararını ortaya koyduktan ve silahları teslim etme sürecine sembolik bir törenle başladıktan sonra süreç hızlanmış; siyaset de üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmek için Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde bulunan partilerimizden 11'inin ittifakıyla bu komisyonu kurmuş ve bugüne kadar getirmiştir. Bu tarihi süreci komisyonumuz da tarihi sorumluluklarını yüklenerek yerine getirmektedir.
En son 18. komisyon toplantımızda, toplantıya katılanların beşte üç çoğunluğuyla alınan yani nitelikli çoğunlukla alınan karar gereği, komisyonumuzda grubu bulunan partileri temsilen birer temsilcinin adaya gitmesi yönünde bir karar alındı. Komisyonumuzda bulunan partilerden üç siyasi parti temsilci gönderdi ve ziyaret, bildiğiniz gibi, 24 Kasım tarihinde gerçekleştirildi. Bu ziyaretin gerçekleştirilmesiyle birlikte komisyonumuzun dinleme faslı nihayete ermiştir. Böylece komisyon, bu konuyla ilgili farklı toplumsal kesimleri, konunun tarafı olanları ve süreçlerde mağdur olanları da dinlemiş; bu son ziyaretle birlikte dinleme aşaması tamamlanmıştır.
Şimdi bundan sonraki süreçte raporlama safhasına geçiyoruz. Yani komisyon çalışmalarının ardından, terörsüz Türkiye'nin gerçekleştirilmesiyle ilgili kendi açımızdan gördüğümüz ortak hassasiyetlerle ve mümkünse müşterek kanaatlerimizi paylaştığımız bir raporu hazırlamayı ümit ediyorum. Böylece bu raporun hazırlanmasıyla bu tarihi süreç çok önemli bir eşiği daha aşacaktır.
Daha evvel burada grubu bulunan partilerden, milletvekili arkadaşlarımızın kendi raporlarını hazırlamalarını istirham etmiştik. Bana şimdiye kadar 5–6 arkadaşımızın hazırladığı rapor geldi. Bunların hepsini kaydediyoruz. Bir sayfa, bir evrak bile gelse bu evrakı kaydedip bu sürecin resmî tutanakları içerisine almış oluyoruz. Dolayısıyla bugünkü oturumumuzda önce raporları dinleyeceğiz. Raporu hazır olan partiler varsa onları dinleyeceğiz ve diğer arkadaşlarımızın da detaylı değil ama ana başlıklarıyla bu rapora ilişkin nelerin gündeme getirilmesi gerektiği konusunda fikirlerini alacağız.
Değerli arkadaşlarım, gerçekten sürecin ne kadar hassas bir noktaya geldiği görülüyor. Söylenen her bir sözün normal zamanda söylenen sözlerden kat kat daha tesirli olduğu; hiç beklemediğiniz çevrelerde beklemediğiniz şekilde olumlu ya da olumsuz etki ettiği bir sürece giriyoruz. Dolayısıyla, hani derler ya eskiler, "Söz gümüşse sükût altındır." İşte burada yüz düşünüp bir konuşma, hatta bin düşünüp bir konuşmanın gerektiği günlere giriyoruz.
Herkesin, öncelikle bu sürecin bundan sonraki en hassas dönemini siyasi pozisyonlarının malzemesi hâline getirmemesi lazım. Hepimizin siyaset fikirleri farklı, siyasi partileri farklı, anlayışları ve kanaatleri farklı; ama herhalde ortak olduğumuz nokta, artık bu memlekette silahlar sussun, terör sona ersin, analar ağlamasın, ocaklar sönmesin ve bu milletin geleceği karanlık ellere teslim edilmesin düşüncesidir. Bu nedenle özellikle bu sürecin siyasi malzeme yapılmaması konusunu her birinizden istirham ediyorum.
Bir başka önemli konu; burada basınımızın da üzerine çok büyük sorumluluklar düşüyor. Zaman zaman bu uyarıyı yaptım ama hissediyoruz ki buna ihtiyaç var. Sürecin aslı, kim ne dedi, nereden geldi, nereye gitti gibi hususlardan daha önemlisi, ortaya hangi somut sonuçların konulduğudur. Bu siyasi süreçte önemli olan budur."
Pencereden düşerek hayatını kaybeden şüpheli kadın ölümlerine bir yenisi Edirne'den eklendi. 2 yıl önce barodan…
Ekvador'da polis ile çete üyeleri arasında çıkan çatışmada, kucağındaki bebeğiyle yürüyen bir anne kurşunların hedefi…
Yeni Zelanda'da bir muhabirin canlı yayında martı saldırısına uğraması sosyal medyada geniş yankı buldu. 32…
Asgari ücret pazarlığı öncesi muhalefet partileri taleplerini açıkladı. CHP asgari ücretin 39 bin TL, Yeniden…
Mersin'de aynı binada oturdukları komşusu tarafından öldürülen anne ile oğlunun cenazeleri, otopsi işlemlerinin tamamlanmasının ardından…
Fenerbahçe'nin golcü oyuncusu Youssef En-Nesyri için İtalyan kulüpleri Roma ve Milan'ın devre arasında teklif yapmayı…
This website uses cookies.