Amerika’nın ‘Uyuyan Pamuk Prensesi’ olarak bilinen Edwarda O’Bara, genç yaşta girdiği ve bir daha uyanamadığı 42 yıllık komadan dolayı hayatı trajik bir hal aldı. Ailesi, Edwarda’nın hayatını sürdürebilmesi için büyük bir mücadele verdi. 1970 yılında ani bir zatürre nöbetinden sonra ağır hastalanan Edwarda, aldığı ilaca kötü bir tepki verdi ve bilincini kaybetti.
Amerika’nın “Uyuyan Pamuk Prensesi” olarak bilinen Edwarda O’Bara’nın hayatı, henüz bir gençken girdiği ve bir daha uyanamadığı 40 yıllık komayla trajik bir hal aldı.
Edwarda, ailesi onu hayatta tutmak için büyük mücadele verirken, 42 yıl boyunca tamamen bilinçsiz kaldı. Ancak komaya girmeden önce, ailesinin hayatını değiştirecek son bir mesaj bıraktı.
1970 yılında trajedi yaşanmadan önce Edwarda, Miami’de popüler ve neşeli bir okul kızıydı. 16 yaşına kadar sevgi dolu anne-babası Kaye ve Joe ile çok yakın olduğu kız kardeşi Colleen’le normal bir hayat sürdü.
En sevdiği şarkı “Bobby’s Girl”dü çünkü aynı isimdeki aşık olduğu çocuğu hatırlatıyordu. Bobby, Edwarda’nın hayatında onlarca yıl yer almaya devam etti ve sık sık onu ziyaret etti – ancak Edwarda bunun hiç farkında olmadı.
Edwarda, ani bir zatürre nöbetinden sonra ağır hastalandı ve aldığı ilaca kötü tepki verdi. Ailesi, “aldığı insülinin kan dolaşımına ulaşamaması nedeniyle titreyerek ve büyük acılar içinde uyandığını” söyledi.
Joe balık tutmadan döndüğünde kızının odasına girdiğinde, bacaklarının derinin altında “şeker yumruları” ile kaplı olduğunu gördü.
Colleen o anı şöyle hatırlıyor: “Kız kardeşim çığlık atıyordu. Sanki dün gibi hatırlıyorum. Babam şekerin akması için bacaklarını ovmaya başladı. Onu kucakladı ve hemen hastaneye koştuk.”
Aile 3 Ocak 1970’te – Joe ve Kaye’in 22. evlilik yıldönümünde – gece 2’de hastaneye ulaştı.
Bilincini kaybetmeden önce Edwarda annesine bakarak “beni bırakmayacağına söz ver” dedi.
Annesi “Tabii ki bırakmam. Seni asla bırakmam sevgilim” diye cevap verdi.
Ve sözünü tuttu.
Kaye, kendi hayatının geri kalanında, kızının bakımını sağlayabilmek için günde sadece 90 dakika uyuyarak zorlu bir günlük rutine katlandı.
Kızını evde tutma kararlılığı, tıbbi masraflar için büyük paralar harcamasına neden oldu ve 2007’ye gelindiğinde 200.000 dolar borcu vardı.
Kaye, 7 Mart 2008’de 80 yaşında ölene kadar Edwarda’nın yanından hiç ayrılmadı. Onlarca yıl süren bu acı dolu süreçte, Kaye her zaman kızının iyileşeceği umudunu korudu.
Joe, kızının tıbbi masraflarını ödemek için üç işte birden çalışmanın verdiği stres altında 1977’de kalp krizinden öldü.
Kaye öldüğünde ise, Edwarda’nın kız kardeşi Colleen işini bırakarak tam zamanlı bakıcı olarak annesinin yerini aldı.
Colleen fedakarca “İki kere düşünmedim bile. O benim kız kardeşim. Ve onu seviyorum” dedi.
Kaynak: Haberler.com
News
