21 Kasım 2024 Perşembe
Tayland’da 36 yaşındaki kumar bağımlısı Sararat Rangsiwuthaporn, 14 kişiyi siyanürle zehirleyerek öldürme suçundan yargılanıyor. İlk davada arkadaşı Siriporn’u öldürmekten suçlu bulunan kadın, idam cezasına çarptırıldı. Sararat, kumar borçları yüzünden yüksek miktarda borç aldığı kişileri ‘bitkisel ilaç’ diyerek siyanürle zehirliyor ve öldükten sonra değerli eşyalarını çalıyordu. Bu dava, Tayland’ın ilk kadın seri katil vakası olarak tarihe geçti.
Tayland’da korkunç bir seri cinayet vakası ortaya çıktı. Kumar bağımlısı 36 yaşındaki Sararat Rangsiwuthaporn, 14 kişiyi siyanürle zehirleyerek öldürmekle suçlanıyor. İlk davada arkadaşı Siriporn’u öldürmekten suçlu bulunan kadın, idam cezasına çarptırıldı.
Olaylar geçen yıl nisan ayında, Sararat ve arkadaşı Siriporn’un Budist ritüeli için nehir kenarına gitmesiyle başladı. Siriporn kısa süre sonra fenalaşarak hayatını kaybetti. Yapılan otopside vücudunda siyanür izlerine rastlandı. Bu olay, polisin 2015’ten beri çözülemeyen benzer ölümleri tekrar incelemesine yol açtı.
‘Siyanür Am’ lakaplı Sararat’ın kumar borçları yüzünden işlediği cinayetlerde korkunç bir yöntem izlediği ortaya çıktı. Kurbanlarından yüksek miktarda borç alan kadın, daha sonra onları ‘bitkisel ilaç’ diyerek siyanürle zehirliyor, öldükten sonra da değerli eşyalarını çalıyordu. Bir kurbanından yaklaşık 9.000 dolar borç aldığı belirlendi.
Polis soruşturmasında, cinayetlere Sararat’ın polis yarbayı olan eski eşi ile avukatının da yardım ettiği ortaya çıktı. İkisi de hapis cezasına çarptırıldı. Sararat’ın önünde 13 cinayet davası daha var ve toplamda 80 suçla itham ediliyor.
Ölen Siriporn’un annesi, “Kızım için adalet yerini buldu” derken, bu dava Tayland’ın ilk kadın seri katil vakası olarak tarihe geçti.”
Kaynak: Haberler.com
Ankara’da Çelikoğlu Gıda çatısı altında faaliyetlerini yürüten ve 60’dan fazla şubesiyle Türkiye’nin önde gelen peynir üreticileri arasında yer alan “Meşhur Peynirci” firması iflas etti.
Küresel ekonomik kriz çok sayıda firmanın iflas bayrağını çekmesine neden olurken Türkiye’de halkaya son eklenen firma ise “Meşhur Peynirci” oldu.
Yıllarca Ankara’nın en tanınan markalarından biri olarak faaliyet gösteren ve 60’dan fazla şubesi bulunan Meşhur Peynirci, 2000’li yılların başında büyük bir hızla büyüyerek önemli bir sektör oyuncusu haline gelmişti.
Çelikoğlu Gıda çatısı altında faaliyet gösteren Meşhur Peynirci, kısa sürede Türkiye genelinde yayılmış ve sektördeki büyük markalardan biri olmayı başarmıştı. Ancak son yıllarda yaşanan ekonomik daralma, şirketin büyümesini engelledi. 2010’lu yılların ortalarına gelindiğinde, artan kira giderleri ve işçilik maliyetleri nedeniyle ciddi mali sıkıntılar baş göstermeye başladı. 2018 yılında şirket, şubelerini tek tek kapatarak yeni bir stratejiye yöneldi. Artık sadece çeşitli işletmeler aracılığıyla peynir satmaya odaklanan firma, bu yöntemle ekonomik krizi aşmayı umuyordu. Ancak tüm bu çabalar, şirketin borç yükünü hafifletmeye yetmedi.
Meşhur Peynirci, yıllar boyunca pek çok kişinin sofralarına lezzet katarken, sonunda bu köklü markanın sona erdiği haberi geldi. Ankara İflas Dairesi tarafından 14 Kasım’da alınan karar, şirketin iflasını resmen duyurdu. Yarım asır boyunca Türkiye’nin dört bir yanına peynir satan Meşhur Peynirci, ekonomik zorluklar ve stratejik hatalar nedeniyle son buldu.
Kaynak: Haberler.com
İtalya’da binlerce doktor ve hemşire, yetersiz maaş ve kötü çalışma koşullarını protesto etmek için greve gitti. Ülkenin sağlık harcamaları, GSYİH’nin yüzde 6.2’si ile AB ortalamasının altında kalırken, G7 ülkeleri arasında da kişi başına en düşük sağlık harcaması yapan ülke konumunda. Sendikalar, çalışanların yüzde 85’inin greve katıldığını açıkladı. Sağlık Bakanı sorunları çözmek için sendikalarla görüşmeye hazır olduklarını belirtti.
İtalya’da binlerce doktor ve hemşire, çalışma koşulları ve maaşlarını protesto etmek için bugün işe gitmedi. Bu eylem, ülkenin sağlık sektöründeki sorunların giderek büyüdüğünün son göstergesi oldu.
Sağlık çalışanlarını temsil eden sendikalar, hükümetin 2025 bütçesinde ayrılan kaynakların yetersiz olduğunu belirtiyor. Yaşlanan nüfusuyla artan sağlık hizmeti ihtiyacına rağmen, İtalya’nın ulusal sağlık sistemine ayırdığı bütçe, GSYİH’nin sadece yüzde 6.2’si. Bu oran, Avrupa Birliği ortalaması olan yüzde 6.8’in oldukça altında kalıyor. Ayrıca İtalya, G7 ülkeleri arasında kişi başına en düşük sağlık harcaması yapan ülke konumunda.
Grevi düzenleyen üç sendika (Anaao Assomed, Cimo-Fesmed ve Nursing Up), çalışanların yüzde 85’inin eyleme katıldığını açıkladı. Sendikalar, “Bu durum, hastanelerimizdeki kabul edilemez koşulları ve protestomuzun nedenlerini düşündürmeli” açıklamasında bulundu. Grev süresince acil sağlık hizmetleri devam ediyor.
Sağlık Bakanı Orazio Schillaci, “Her zaman olduğu gibi sendikalarla görüşmeye ve masadaki sorunları çözmeye hazırız” dedi.
COVID-19 salgını sonrasında kamu sağlık hizmetlerini güçlendirme sözleri tutulmadı. Hastanelerdeki uzun bekleme süreleri nedeniyle İtalyanlar giderek artan oranda özel kliniklere yönelmek zorunda kalıyor. Hükümetin Ekim ayında açıkladığı ekonomik plan, sağlık harcamalarının 2027’ye kadar GSYİH’nin yüzde 6.2’si seviyesinde kalacağını öngörüyor.
İtalyan hastanelerinin karşılaştığı zorlukların bir göstergesi olarak, güney bölgesi Calabria, personel yetersizliğini gidermek için Küba’dan üç yıllığına 500 doktor getirme anlaşması imzaladı.
Giorgia Meloni’nin sağcı hükümeti, pandemi sonrası harcamalarını AB kurallarına uygun hale getirmeye çalışırken, işçi kesiminden artan tepkilerle karşı karşıya kalıyor.”
Kaynak: DHA
TBMM’de yaşanan ve aralarında İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın da olduğu barikat krizini yorumlayan gazeteciler Abdülkadir Selvi ile İsmail Dükel, canlı yayında birbirlerine girdi. Selvi, CHP milletvekillerinin eylemini eleştirirken, Dükel ise CHP’li Ali Mahir Başarır’ın sadece Bakan Yerlikaya ile konuşmak istediğini söyledi. İki ismin hararetli tartışmasını sunucu araya girerek yatıştırdı.
TBMM’deki İçişleri Bakanlığı bütçe görüşmeleri sırasında yaşanan barikat krizi, Meclis’te tansiyonu yükseltti. Bu gerginlik sırasında, CHP’li Ali Mahir Başarır ile İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya arasında sert bir sözlü tartışma yaşandı. Yaşanan bu olay, CNN Türk’te Fulya Öztürk’ün sunduğu programa da yansıdı.
Gazeteci Abdülkadir Selvi, CHP’li milletvekillerinin eylemini eleştirerek, “Meclis’te bu barikatı kuranlar, sokaklarda barikat kuran teröristlerden farksızdır” dedi. Bu sözlere itiraz eden gazeteci İsmail Dükel ise “CHP’li Ali Mahir Başarır, sadece İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ile 2 dakika konuşabilmek istiyor. Reddedilince bu olaylar patlak veriyor. CHP’li vekillerin amacı bilgi almaktı” dedi. Tartışmanın giderek daha sert bir hal almasıyla, iki gazeteci ayağa kalkarak birbirlerine yüksek sesle karşılık vermeye başladı. Tansiyonun yükseldiği anlara sunucu Fulya Öztürk müdahale etti ve iki isim sakinleştirildi.
Kaynak: Haberler.com
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda bakanlığının bütçe görüşmelerinde kadın cinayetlerine ilişkin dikkat çeken ifadeler kullandı. Yerlikaya “İlk defa söylüyorum koruma kararı olmasına rağmen geçen sene 32 hanımefendi şuradaki ikazımıza uymadan, kapıya adam gelince açmış, içeride vurmuş onu” ifadelerini kullandı.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda bakanlığının bütçe görüşmelerinde milletvekillerinin eleştiri ve sorularını yanıtladı. Yerlikaya, kadın cinayetlerine ilişkin sorulara şu yanıtı verdi; “KADES, 18 Mart 2018’de Süleyman Bakan döneminde mükemmel bir uygulama başlamış. Olaya en yakın hareket halindeki adam işini bırakıyor, oraya gidiyor. Böyle bir talimat var. Akdeniz Parlamenter Assemblesi’nin Paris’teki 15. Genel Kurulu’nda KADES, ödül alıyor. BM Uyuşturucu ve Suç Ofisi 2021 yılında 100 bin kadın nüfusuna göre kadın cinayeti ortalama oranı: 1,1; 2022 yılında 1,2 olmuş. Maalesef dünyada yukarıya doğru bir yükseliş trendi var, bunu BM söylüyor. Kadın şiddetle ilgili sıfır tolerans diyoruz. 2022’de 284, 2023’te 309, 2024’ün ilk 10 ayında 276 tane kadın cinayeti var.
Elektronik kelepçeyle ilgili kapasite sorunuz yok. Bin 500 olan kapasiteyi 5 bine artırabiliriz hızlıca, bu konuda bir sorunumuz yok. Biz koruma kararı aldığımız kadına bir belge imzalatıyoruz. Koruma kararı aldıktan sonra belgedeki 11 maddeyi polisler okuyor. ‘Seni korumaya aldık ama buna riayet et’ diyor. Diyor ki mesela, ‘Şüphelinin size yaklaşması halinde en yakın korunaklı yere geçerek kolluktan direkt yardım iste. Şüpheliyle sakın yüz yüze görüşme.’ Çünkü tecrübe ile sabit. Bunların hepsini onlara okuyoruz. Haftada bir gün muhtara ‘buraya gelip giden var mı’ diye soruyoruz. İstihbarat artık ona takılıyor. İlk defa söylüyorum koruma kararı olmasına rağmen geçen sene 32 hanımefendi şuradaki ikazımıza uymadan, kapıya adam gelince açmış, içeride vurmuş onu.”
CHP’li ve DEM Partili vekiller, bu açıklamaları üzerine Bakan Yerlikaya’ya “Kadınları suçlamak ne kadar kolay” diye tepki gösterdi. Yerlikaya da vekillere, “Sen kimden yanasın? Biz kadını koruyoruz” dedi. Bakan Yerlikaya, 6 Şubat 2023 depremlerinden sonra başlatılan “Türkiye Tek Yürek” kampanyasıyla ilgili soruya, “Aziz milletimizin AFAD’a güvenerek vermiş olduğu ‘paranın faizleri nereye gidiyor’ sorusunu sordunuz. 16 milyar 107 milyon 806 bin 723 liralık faiz üç kamu bankasının hesabına yatıyor. Bu faizler olduğu gibi aynı hesapta kalıyor. Bunların hepsini de gelip Sayıştay denetliyor” diye yanıt verdi.
Kaynak: Haberler.com
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.